Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

200 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Kamelyalı Sapho!
Klasik Fransız Edebiyatı okumayalı uzun zaman olmuştu. Bilirsiniz ki uçsuz bucaksız hayal gücü ile yazılan betimlemelerin kalbidir Fransız Edebiyatı. İçerisinde kaybolacağınız salon tasvirleri, gri şehrin kenar mahalleleri, en ince ayrıntısına kadar verilen fiziksel görünüm betimlemeleri, kuzeyden güneye göç eden kuşların cismani manevralarla ufuklara doğru süzülüşü, Paris'in aristokrasi sınıfı ve bitmeyen meyhane ve gece hayatı betimlemeleri, eşittir; klasik Fransız Edebiyatı. Sapho, Daudet'in yarı biyografik bir eseri. Yazar zamanında şehrin en ünlü kortezanlarından Marie Rieu ile olan ilişkisinden ilham alarak kurgulamış Sapho'yu. Kitabın konusu şöyle; ana karakterimiz Jean, Fanny isimli Paris'in en ünlü kortezanlarından birisine aşık oluyor ve Fanny'nin kirli geçmişine rağmen onunla birlikte olmak ile aşkından vazgeçip ondan uzaklaşmak arasında ki çapraz bağ arasında kalarak okuyucuyu da acaba ne yapacak diye peşinde sürüklüyor. Kitaba başlarken konusu dahil hiçbir araştırma yapmadan okumaya başlayınca ben bu kitabı daha önce de okumuştum hissi oluştu hemen. Daha önce bu yazarın hiçbir kitabını okumadığıma emin olmama rağmen konusunun tanıdık gelmesi ise kitabın
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı Kadın
ile benzer konuyu işlemesine dayandığını fark ettim. İki kitapta da taşradan şehre gelip bir metrese aşık olan gencin hikayesi anlatılıyor ama Kamelyalı Kadını okurken daha fazla keyif aldığımı hatırlıyorum. Bunun sebebi ise yazarın börtü, böcek, bitki betimlemesi yapmaktan karakterlerin iç dünyasını okuyucuya geçirememiş olmasında buluyorum. Kitapta sürekli iki karakter arası bir çatışma var ve daha neden tartışıp ayrıldıklarını anlamadan bir bakıyorsun yine barışmışlar. Bir bakıyorsun evi terk ediyor, iki sayfa sonra geri dönüyor. Tamam da neden? Spoiler vermeden üzerinde daha fazla duramayacağım konular olduğu için burayı okuyucuya bırakıyorum, belki de ben karakterlerle bir bağ kuramadım. Ana karakterlerin isimleri Jean ve Fanny olmasına rağmen kitabın ismi neden Sapho, ona da bir açıklık getireyim. Sappho Antik Yunanistan'da doğmuş bir kadın ozan, lirik şairi. Sappho, şiirlerinde "Aşktan ölmek" kavramını işleyen ilk şair olarak da biliniyor. Ana karakterimiz Fanny Paris'in en ünlü metreslerinden birisi. Özellikle sanatçı ve şairlerle olan ilişkileri ile adı çıkmış bi kortezan. Fanny'nin Heykeltıraş sevgilisi kendisine Sapho adını verdiği bir heykel yapıp hediye ediyor ve Fanny bu heykeli çok beğendiği için her zaman görebileceği yerde tutuyor. Burada yazar okuyucuya Sapho figürü ile hem Fanny'i aşkı öldüren kadın ilan ediyor, hem de Jean ile olan aşkına gönderme yapıyor. Son olarak daha önce ki tecrübelerimden yola çıkarak bol bol betimleme okuyacağımı bilerek başladım kitaba, o yüzden betimleme konusunda yazarın oldukça iyi bir hayal gücü olduğunu anlıyorsunuz ancak karakter yaratma konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim. On üzerinden altı puanlık bir kitap oldu benim için. Kitabı okumadan önce incelemelere bakarken bu incelemeye denk gelirseniz şuraya ufakta bir not ekleyeyim; Kitabı okurken çok karıştıranlar olmuş, neredeyse kitabın yarısına kadar Jean ve Gaussin ismi ile Fanny'nin adı geçiyor ancak Fanny sadece Jean ile konuşuyor. Bende okurken bu Gaussin Jean'in hayaleti mi acaba diye düşünürken sonradan öğrendim ki Gaussin Jean'in soy ismiymiş. Yazar bir sayfada Jean, diğer sayfa da Gaussin diye bahsediyor ama ikisi de aynı kişi. Kitabı okumamış olanlar için belki bu bilgi spoiler gibi gelebilir ancak kitabı okurken sürekli bir ismin ön planda olup diğerinin hijayeye hiçbir katkı yapmaması okuma hızını düşürmeye sebep oluyordu. Okurken kendi kendime ya kızım şu Gaussin ile de konuşsana adamın boş boş hayat hikâyesini okuyoruz derken bulmuştum kendimi.
Sapho
SaphoAlphonse Daudet · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2017396 okunma
·
1 artı 1'leme
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.