Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Hava ağarıyor, bıldırcın göçü var sanki ya da yel sesi, içerlek kapılardan küf esintisi, yukarı çıktıkça ahali artıyor, çıraklar, erkenciler, yarı uykulu köpekler bir yere yetişecekmiş gibi hızlı hızlı (henüz serilip kuytulara, bazen de tam ortaya yatmamışlar), bir evin alçak, yarı açık penceresinin ve gelişigüzel kapalı perdesinin ardından çalar saat sesi, kara kara bomboş bakan gece artığı bir sarhoş, alt geçitte inerken farketmediği sidik kokusu. Aslıhan'ın karşısında, dükkânın içindeki asma katta beş yavrulu kedi besleyen çiçekçinin önünde soluklanış. Siftah çiçekçiden. Tramvay ilk seferini yapıyor, lacivert paltolu vatman, raylar, tren, kızının ağlamaları, içine dolan tren düdükleri. Eğin'den buraya göçler. Daha kim bilir nerelerden kimler. Göçler. Karşı büfede Orhan, Rize'den, gazete satar, gofret satar, tespih satar, çiçekçinin yanındaki saatçi Mardin'den, kahve içer, boyacı Arap Balkan'dan, akşamdan kalık. Saat dokuza kadar Yeniçarşı'nın ağzında, lodosa karşı. Dokuzda yerini simitçiye devredeceksin. Kuralı, kanunu var bu işlerin. Boğazkesenliler'in mıntıkasına girmeyeceksin. Bulutlardan haber alırlar, koyu kırmızı sıvılar sıçratırlar yerlere orandan burandan, haram kılarlar insanı.
Sayfa 95 - Koyu KırmızıKitabı okudu
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.