Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Hazır susmuş ve dalmışken yarım kalmış bir şarkıya döner gibi, Veli'ye döndüm içimden. Veli'nin adı gerçekten Veli'ydi, benim adım gerçekten benim adımdı. Kod adlarımız yoktu henüz. Yeraltına inmemiştik. Sonbahar, saf duygular, sonsuz iyimserliğimiz illegal değildi, düpedüzdük. On bir köye gitmiştik. Sohbetler etmiştik. Veli bizi Haydar'a, Haydar Hüseyin'e teslim etmişti. Çıkacak muhtemel bir savaşın kendileriyle ilgili olmayacağına karar vermiş sakin katırlarla gitmiştik dağ köylerine. Arkadaşımın uzun boylu, yapılı oluşu, giysileri, özellikle botları dikkat çekiyordu, bense, zayıf, esmer, gözlüklü, Kültür Devrimi standartlarına göre "sakat" halimle onun yardımcısı muamelesi görüyordum. Arkadaşım biraz hayalkırıklığı yaşamıştı. Sen demiştin bana, köyün ırgatı marabasıyla al takke ver külâh gülüşüp konuşurken, ben ağaya, muhtara, dedeye hikâye anlatıp duruyorum ahıra bitişik sekide, kalın yün yorganların altında yatarken, yıldızların çıtır çıtır sesler çıkardığı gecede, sesinde şikâyet tonu. Halinden hoşnut görünüyordun oysa. Nal şakırtıları, kısık konuşmalar duymuştuk, sonunda bu seslerin, yatır ziyaretinden dönen afacan meleklerin itiş kakışları olduğuna karar vermiştik. Çünkü gündüzleri bolca efsane dinliyorduk yaşlılardan ve biz de aydınlanıyorduk. Sonunda, kimsenin isyan edecekmiş gibi bir havası yok demişti arkadaşım. Çok parlak bir yıldız batmaya yüz tutmuştu. Ertesi gün jandarmanın bizi aradığı haberi gelmişti.
Sayfa 101 - Son GörüşmeKitabı okudu
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.