Ben onu unutmak olanağına da sahip değildim; birdenbire çekip giderek, onu tanımak zevkinden yoksun bırakmıştı Jean-Baptiste beni. Bugün bile onun hakkında bu kadar az sey bildiğim için şaşkınlık içindeyim. Oysa sevmişti o, yaşamak istemişti ve kendini ölürken görmüştü; bunlar, bir insanın insan olmasına yeter. Ama ailemden hiç kimse onun hakkında merak duymama önayak olmamıştı. Yıllar boyunca, yatağımın üstünde, duvarda, temiz bakışlı, yuvarlak ve dazlak kafalı ve gür bıyıklı, ufak tefek bir subayın resmini görebildim. Annem yeniden evlendiğinde, bu resim ortadan kayboldu.