Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ama kişisel hüznünün sebeplerini bir kenara bırakmış olmanın hiç yararı yoktur; çünkü bazen insan soyuna duyulan nefret kişiyi sarar; ve sadeliğin ne kadar ender olduğunu ve dürüstlüğün ne kadar bilinmez bir şey olduğunu ve yarar olmadıkça, güvenilirliğin güç bela var olduğunu düşündüğünde, hem böyle başarılı suçlar bütünlüğü ortaya çıkar, hem tutkunun aynı derecede nefret edilen kazançları ve zararları, hem de rezillikle ünlü olacak kadar kendini kendi sınırları içinde tutamayan hırs ortaya çıkar: Ruh karanlığa sürüklenir ve ne ümit beslemesine izin verilen, ne de bir ümide sahip olması yararlı olan erdemler altüst olunca, sanki karanlıklar ortaya çıkar. Buna öyle ikna olmalıyız ki, kalabalığın bütün zaafları bize nefret edilen şeyler olarak değil, ama gülünç şeyler olarak görülsünler ve Demokritos'a Herakleitos'tan daha çok öykünelim. Çünkü sonuncusu halkın karşısına kaç kez çıksa ağlardı, diğeri gülerdi; Herakleitos'a, yaptığımız her şey zavallılık olarak görünürdü, Demokritos'a saçmalık olarak. Öyleyse her şeyi hafifletmek ve ferah bir ruhla bunlara katlanmak gerekir; yaşama kederlenmek yerine, gülmek daha insancıldır. İnsan soyuna, onun için yas tutandan daha çok, ona gülenin layık olduğunu da ekle! Sonuncusu o iyi ümit için bir pay bırakır, diğeri ise düzeltebilmekten ümidini kestiği şeylere aptalca üzülür. Ruhun en ılımlı mizacını lediğinde ve bu kadar büyük bir donatımdan, büyük hiçbir şeyin, korkunç ve de zavallı hiçbir şeyin çıkmadığını sandığında, gözyaşlarını tutamayandan çok, gülüşünü tutamayan, evrensel düşünen kişi daha yüce ruhludur.
Sayfa 45
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.