Don Kişot’u da almalıyız. Çok iyi niyetli bir ihtiyardır. Aklın
macerası önemli Olric. Ben de okumadığım kitaplardan en
iyi anlayan insanım bu dünyada.
Biraz da kâğıt almak istemez misiniz efendimiz? Kâğıt
mı? Ne kâğıdı? Kâğıt, efendimiz yazmak için. Ne yazmak
için? Benim büyük ve mustarip bir ruhum yok ki Olric.
Ben on ikinci dereceden resmî bir Türk vatandaşıyım. Törelerime bağlıyım. Yazamam ben. Ben fakir bir Turgut’um.
Turgutların en önemsizi. Şimdiye kadar yaptırdığım bütün
tahliller normal çıktı; böyle bir şeye rastlanmadı. Ben, düz
bir çizgi üzerinde sürüp giden yaşantımın, bazı beklenmedik olaylar -bunlara olay demek de fazla iyimserlik olur.nedeniyle küçük titreşimler göstermesi üzerine, aslında çok
zayıf olan bağlarımı kopararak -buna koparmak dersem
fazla kötümserlik olur süresi ve sonu belirsiz bir atılışa,
benden başka kimsenin farkına varmayacağı bir kavgaya
sürüklenmeye karar vermek için elindeki imkânlarla düşünmeye çalışan bir macera heveslisi, bir karınca, bir ne bileyim, böyle şartlar altında herkesin aptallık sayacağı bir teşebbüsün basit bir noktasıyım. Beni ilerde kimse tarihe sormayacak. Belki bir soran bulunur, efendimiz. Belki günün
birinde kendini, gene sizin gibi önemsiz sayan biri, çağınızı
merak eder, bütün belgeleri karıştırır. Bugünden kalan her
şeyi araştırmaya kalkışır. Sayısız belge inceler, bugünün
özellikleri hakkında sayısız bilgi edinir. Gene de sonunda,
bakarsınız, bir eksiklik duygusu kalır içinde, size benzediği
için. Sizin gibi, yani kendi gibi birinin ne düşünmüş ne
duymuş olduğunu, nasıl bir insan olarak yaşadığını merak
eder bakarsınız. Saçma! Benim gibi bir adamsa bu sayın
araştırmacı, benim gibi bir adamın arkasından belge gibi bir
soğukluk bırakmayacağını da bilir; böyle bir davranıştan
hırs duyacağını bilir. Bunu çok konuştuk, artık bırakalım
Olric.