Gönderi

Anna Karenina
İnsanlara vermekten en çok korktuğum kitaptır Anna Karannina. Çünkü temiz bir beyinle okuyamayacak olan kişi Tolsoy'un bu romanında sadece aldatırken kendini yokeden bir kadın görür. Bir ibret hikayesi.. oysa Anna Karaninna toplumun bütün boyunduruklarına karşı sapasağlam durarak kendi vicdanına, ruhuna, bedenine sonsuz sadakat göstermiştir. kadının bütün kutsallığını ve ahlaklı olma halini tabiyyet ve hediye paketi olması üzerinden değerlendiren zihniyetin bunu anlama ihtimali yoktur elbet. Iris Murdoch "erkek var olur, kadın ise sahip olur." Derken hiç de haksız sayılmaz bu zihniyet içerisinde, kadın bu söze uygun yaşayıp 'Erkeğinin!', toplumun giyin dediği ölçülerde giyinir, onların istediği saat aralığında dışarda kalır, tencereye konan yemek misali ürer, en çok da Var olmaya çalışan kadınları erkeklerden daha çok harcayacak kıvama gelerek onca kadın özgürlüğüne dair cümleyi cımbızlayıp "aa, özgür sevişme dedi, ahlaksız. Rahat canım bu kadın"lara inmiş cümleleriyle eleştiri yağmuruna tutabilecek kadar beyinini küçültebilmişse olmuş demektir. -Tabi kitap da okumayıp kendilerini bir erkekle hayata konumlamaları, evlilikten beklentilerinin de çocuk ve koruyucu koca olmasını es geçmeyeyim-hah bunları istenene uygun bir şekilde yerine getirmiş, makul bir kadın olmuşsa bunun mukkafatı olacaktır tabi, oyalanabilececeği ufak iş statülerini, bir evi, arabayı verin bu kadınlara gitsin. Kendi içinde kendine yetemeyen adamların en azından bir kişi için bile olsa kahraman olma isteğini düşündüğümüzde eril düzeni açıklamakta zorlanmayız. sahiplendirdiği kadındaki tatmin edici yeri, çoğu erkeğin vasat bir kadını tercih etmesine neden olacaktır, tartışmasız. Çünkü onlarda sürekli bir minnet duygusu ile karşılık bulacaklardır. Onları koruduklarında "teşekkür" alacaklardır. korunmuş olmanın bazen ne kadar küçük düşürücü olabileceğini düşünen kadınlara bu adamlar çok azdır. Çoğu erkek korunmanın neden küçük düşürücü olduğunu anlamaz, anlayanların bir kısmı da bu kadınlardan kaçar zaten. Anne olmak, evinin kadını olmak, bilmem kimin eşi, onun halası, bunun dıdısı olmak. Yani kendini sürekli bir nesneyle tanımlayarak özne haline gelmek. Bunların çok dışında bir hal olabilir kadınlar için, sahip olmadan ve sahip olunmadan kendine ait olabilme hali mesela. Kahveni, sandvicini koyup çantana istediğin için Ana Karaninna'yı okuyabilmek, var olabilmektir. Gökyüzüne bakarak saatlerce dönmek, aşık olmak lakin sahip olmaya çalışmadan, toplum hadi artık evlen dediği için değil gerçekten biriyle bir hayatı paylaşmak istediğin için aynı evde olabilmek, Ana Karannina'yı sadece anlayacak insanlarla kutsal bir kitapmış gibi paylaşmak, varolmaktır.
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.