Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

176 syf.
9/10 puan verdi
Bir Mekteptir Oruç
Bir Mekteptir Oruç
İhsan Şenocak
İhsan Şenocak
Oruç tutanların ruhları Hz. Mûsâ’ya, Îsâ’ya meclis arkadaşı olur. Her gece bir başka sofrada sahur yapar. Hz. Mûsâ, İbrâhim, İsmâil ve diğer nebîlerin sofralarına da misâfir olur. Eytâm, fukarâ ve gurabânın en önde olduğu; hepsinde “besmele”, hepsinde “hamdele”nin olduğu sofralara… İftarda ise bütün sofralar birleşir, baş köşede Allah Rasûlü ﷺ, yanı başında enbiyây-ı kirâm, devamında ise sırasıyla Sahâbe, ulemâ, evliyâ… Efendimiz ﷺ ellerini kaldırır ve bütün zamanlarda yaşayan Müslümanlar adına münâcatta bulunur: “Allahım sadece senin rızâna muhatab olabilmek için oruç tuttum. Verdiğin rızıkla iftar ettim.” O’nun ﷺ duasından sonra melekler, müminlerin “âmin”lerini semâya taşır. Aslında bütün zamanların Müslümanları her mecliste, her yönelişte bu muazzam kafileyle beraberdir. O sofralara oturur, o sofralarda peygamberleri dinler, Allah Rasûlü’nün ﷺ duâsına “âmin” der. Namazda onlarla aynı safta durur, tavafta aynı metafta döner, Arafat’ta aynı yerde vakfe yapar. Allah Rasûlü de ﷺ, Medine-Mekke arasında ilerlerken Ashâbına vâdi vâdi Peygamberlerle birlikte yürüdüğünü söylememiş miydi? Ezrak Vâdisi’ne geldiğinde “Sanki Mûsâ’yı görüyorum” dediğini; Herşa’da ise Yûnus b. Mettâ’yı gördüğünü, her ikisinin de “lebbeyk” diye nida ettiklerini O’nun ﷺ mübarek ağzından duymamış mıydık? Ruh, beden hapishanesinden çıkar; Ramazan boyu Bedir’de melekler, Uhud’da şehidler, Hendek’te “sabâ rüzgarı”cile yekvücut olur. Sokak sokak, meydan meydan mücâhitler, murâbıtlar ve musallîlerle saf tutar. Doğu Türkistan’da gözleri dolar, Hama’da cihad eder, Musul’un varoşlarında iftar çadırlarına konuk olur. Ruh; gün ağarıp mukâbele meclisleri kurulduğunda, kuşluk vaktinde, ikindi sonrasında, seherde, her âyette, her sûrede nebîlere, sıddıklara, şehidlere ders arkadaşı olur; Firavun bütün birlikleriyle Müslümanlara savaş açtığında Hz. Mûsâ’nın bir “âsâ” ile nasıl ayakta kaldığını, nasıl zulme direndiğini, sonrasında ise yeryüzü kuvvetlerinin hükümsüzlüğünü îlan edebilme adına aynı “âsâ” ile sihri nasıl imha ettiğini, denizi nasıl yardığını, Tih Vadisi’nde taşı yarıp on iki pınar çıkardığını temâşâ eder. Ramazan’da mukâbele meclisinde, teravih safında, iftar sofrasında Kur’ân’ın gölgesinde neşv-ü nemâ bulan Müslümanın ruhu, savaş aletlerinin Müslüman mahallelerinde ölüm kustuğu, korkunun umutlar üzerine bir kezzab gibi döküldüğü İslâm şehirlerinde Hz. Mûsâ’ya kulak verir: “Tereddüde mahal yok, iman ve tevekkülünüz tam olsun. Bir âsâ bulun, sistemi yıkacak bir âsâ. Sonrasında ise sabırla, direnişe devam edin. Firavun, Harun’la benim duam kabul olduktan tam kırk yıl sonra denizde boğulmuştu.” Bir tarafta modern dönem ölüm aletleri, diğer tarafta ise Âsây-ı Mûsâ ve Mûsâ’nın  nasihatleri… Manzara, İslâm’ın dönüşünün ölüm aletleriyle değil, Allah’ın nusretine muhâtap olan şehâdete tutkulu ruhlarla olacağını göstermekte. Belki hiç beklenmedik bir anda, belki de hiç hesap edilmedik bir zamanda. Ramazan boyu gazeteler, televizyonlar ümmeti tedirgin edecek haberler yaptı. Ajanslar, yalanları doğru diye servis etti. Analistler, stratejistler bunları esas alıp konuştu. Yeni katliamlar planlandı. Taksimdeki ayyaş meclislerini, aşüfte çadırlarını, “mazlumların karargâhı” olarak gösteren CNN ve BBC Mısır’daki katliamları “çatışma” diye verdi. ABD-Cunta ittifakı belgelendi, Pentagon’un savaş gemileri Mısır açıklarında konuşlandı. Suud, efendilerinin talimatları doğrultusunda müştemilat devletlerle Cuntacılara on iki milyar dolar yardım yaptı. İslâm Coğrafyası’ndaki kuşatma her gün daha da daraldı. İstanbul’da tencereciler, Kahire’de Sisi, Riyad’da Kral emperyalist planlara sadâkat yemini yaptı. Ezcümle küfrün gönüllü işbirlikçileri hatırı sayılır bir güce ulaştı. Medyanın, “Tağutlar size karşı büyük bir ordu hazırladı, geri çekilin!” yönündeki haber niteliğindeki telkinleri, Müslümanların imanlarını artırdı ve “Allah bize yeter o ne güzel vekildir!” dediler Sahurda, iftarda, gün ortası Kur’ân-ı Kerîm sofralarında kulluk ahitlerini yenilediler, niyazda bulundular: “Ey Rabbimiz! Yüreğimizi sabırla doldur; bize direnme gücü ver; kâfir kavme karşı bize yardım et.” Ramazan boyu Müslüman kardeşler Nebîler sofrasında, Hz. Muhammed’in ﷺ okulunda Kur’ân-ı Kerîm dinledi. Direnme ve irade ahlakına dair yeni bahisler öğrendi. Kaldırım taşı sökmeden, molotof atmadan, millet malına zarar vermeden Firavun’u devirme, Nemrud’u kahretme, Ebû Cehil’i etkisiz hale getirme iradesini kuşandı. Bayram sonrası büyük diriliş hamlesi başlayacak…
Bir Mekteptir Oruç
Bir Mekteptir Oruçİhsan Şenocak · Hüküm Kitap · 2019954 okunma
·
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.