18. ve 19. yüzyılda Kanada'nın iç bölgelerinde Yerlilerden kürk alıp bu kürkleri kanolarla imtiyaz sahibi şirketin, Kanada'nın doğusundaki ticaret merkezine taşıyan, bu iş için de şirketten ücret alan Fransız veya Fransız-Yerli melezi uzman kanocular. 17. yüzyılda bu işi yapan courer du bois'ların yerini aldılar. Bazısı kendi hesabına da çalışırdı. Hatta kendi kanolarını edinerek yanlarında voyageur çalıştıranlar da çıkardı. Yirmili yaşlarda bu işe başlar, güçleri yeter ve bir kazaya belaya uğramazlarsa altmışlarına kadar çalışırlardı.
Kanada'nın nehir ve göl ağını kullanarak yaptıkları yolculuklarda kimi zaman kürklerini ve kanolarını bir sudan başka bir suya karadan taşımaları gerekirdi. Bu alanda efsane olan bir voyageur, yaklaşık kırk kiloluk yedi balyayı birden bir kilometre kadar taşımıştı. Yabani doğada fiziksel güç ve cesaret isteyen bir iş sürdüren, bazen yasadışı işlere bulaşan ve bunu sekiz-on adamdan oluşan bir kano takımıyla yapan voyageur'ler, efsane haline geldiler. Kendi kültürleri, şarkıları, deyişleri, hikayeleri, hatta efsaneleri oluştu. Örneğin voyaguer'ler Şeytan'la anlaşarak normalde aylar sürmesi gereken bir yolculuk yerine altı saat içinde evlerine dönebilirlermiş. Ancak asla Tanrı'nın adını ağızlarına almamaları gerekirmiş, aksi takdirde ruhları o anda Şeytan'a geçermiş. 1880'li yıllarda Kanada topraklarında Atlantik ile Pasifik arasına demiryolu hattı kurulup işlemeye başlayınca artık yük taşımak için voyageur'lere daha az başvurulur oldu. Zaten avlayacak fazla kürk hayvanı da kalmamıştı. Kalan voyageur'lerin bir kısmı hükümet hizmetine girdiler, bir kısmı altın arayıcılığına başladılar.