Ali işte bu demekti. İman, itaat ve teslimiyet… Ve o Ali olduğu için gülümün gül kokulu yatağında gül rüyaları görerek sabahlamak başka birine değil, ona nasip oluyordu. O ki Ali’ydi kendisinden bu beklenirdi. Nihayet birlikte Kabe’ye girip put kırmışlar, birlikte kabileleri İslam’a davet etmişler, Mekke sokaklarında çok zaman birlikte yürümüşler, sırlar paylaşmışlardı. Şimdi canını onun için ortaya koyması çok da uyku kaçıracak bir şey gibi görünmüyordu. Üstelik yatakta gülün hakiki kokusunu duya duya…