Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ekonomik gelişmeden hükümetin elde edeceği meyveler gerilla gücünün elde edeceklerinden çok daha fazladır ve gelişmekte olan ülkeler dünyasındaki ekonomik kaplanların görece sakin bir yaşama kavuşmalarının nedeni de budur. Yoksulluğun etkileri ne olursa olsun, yoksulluk ve genç ve erkek ağırlıklı nüfus yapısı gibi diğer "yapısal değişkenler" çok yavaş değişir ve gelişmekte olan ülkelerde son zamanlarda yaşanan iç savaşların iniş çıkışlarını bütünüyle bu değişkenlerle açıklamak mümkün olamaz. Ama bunların etkileriyle ülkenin yönetim biçimi arasında bir etkileşim olduğu kesin. 1960'larda iç savaşlardaki artışı neyin tetiklediği çok açık: sömürgecilikten kurtulma. Avrupa hükümetleri sömürgeler oluştururken ve isyanları bastırırken yerlilere gaddarca davranmış olabilirler, ama genellikle oldukça iyi işleyen bir polis, adalet ve kamu hizmeti altyapıları vardı. Ve çoğu zaman hükmettikleri etnik gruplardan bazılarını kayırsalar da, onların asıl derdi sömürgelerini bir bütün olarak denetim altında tutmaktı; bu nedenle de oldukça geniş kapsamlı bir kanun ve nizam hakimiyeti sağlamaya çalışıyorlar ve genellikle yol açabileceği sonuçlara aldırmadan bir grubun diğerine gaddarca davranmasına pek izin vermiyorlardı. Sömürgeci yönetimler ülkelerine geri dönerken, iş bilir yönetim mekanizmalarını da beraberlerinde götürdüler. 1990'larda on yıllardır kendilerini yöneten komünist federasyonlar ansızın çözülüverince, Orta Asya ve Balkanların bazı bölgelerinde de buna benzer bir yarı anarşi durumu yaşandı. Bosnalı bir Hırvat, etnik şiddetin neden Yugoslavya'nın parçalanmasından sonra patladığını şöyle açıklıyor: "Barış ve uyum içinde yaşıyorduk, çünkü her yüz metrede bir birbirimizi çok sevdiğimizden emin olmak için görevlendirilmiş bir polisimiz vardı."
Sayfa 341Kitabı okudu
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.