Levin korkuyla ve tebeşiri eline aldı.
- Durun, -dedi masaya oturarak.
-Uzun zamandir size bir sey sormak istiyordum.
Dosdoğru Kiti'nin ürkek, ama sevgi dolu gözlerine baktı.
-Buyurun sorun.
-İşte, -dedi ve baş harflerini yazmaya başladı: b, b, o, d, y, v, b, h, z, m, y, 0, z, m, o?
Bu harfler şu anlama geliyordu:
«Bana bu olamaz diye yanıt verdiğinizde bu hiçbir zaman mı yoksa o zaman mı olamaz,"
anlamındaydı?
Kiti'nin bu karışık tümceyi anlama olasılığı hiç yoktu; fakat Levin Kiti’ye hayatı onun bu sözleri anlamasına bağlıymış gibi bakmıştı.
Arada bir "Düşündüğüm şey mi bu?" diye bakışlarıyla sorarak Levin'e bakıyordu.
Kıpkırmızı olup:
-Anladım, -dedi Kiti.
Levin hiçbir zaman anlamına gelen h ve z harflerini göstererek:
-Bu hangi sözcük? -dedi.
-Bu hiçbir zaman demek, -dedi Kiti, - ama bu doğru değil!
Levin yazdıklarını çabucak sildi, tebeşiri Kiti’ye verdi ve ayağa kalktı. Kiti şu harfleri yazdı: o, z, b, y, v.
..
Levin ise masanın üstüne eğilmiş, alev alev yanan gözlerini kah masaya, kah Kiti’ye dikiyordu. Birden yüzü aydınlandı: anlamıştı. Bu -O zaman başka yanıt veremezdim," demekti.
Kiti’ye soru sorar gibi ürkek ürkek baktı
-Sadece o zaman mi?
-Evet, -diye yanıtladı Kiti’nin gülümsemesi.
-Ya şim.. Ya şimdi? dive sordu Levin.
-Hadi, o zaman okuyun. İstediğim bir şeyi söyleyeceğim. Çok istedigim bir şeyi! -Baş harflerini yazdı: o, u, v, b, b. Bu harfler "Olanları unutabilmenizi ve beni bağışlayabilmenizi," anlamına geliyordu.
Levin gerilmiş, titreyen parmaklarıyla tebeşiri aldı, ikiye bölüp "Unutacağım ve bağışlayacağım bir şey yok, sizi sevmekten vazgeçmedim," sözlerinin baş harflerini-yazdı.
Kiti yüzünde silinmeyen gülümsemesiyle ona baktı.
- Anladım, -dedi fısıltıyla.