Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Dünya zengini ama sofraları fakir:)
Kıymalı yeşil fasülye, bir tabak sıcak sulu yemek yoktur. Bir tabak kapuska yemeğinin kokusunu dahi duymamışlardır. Yoğurtlu bir kabak, biber ya da patlıcan dolmasını; zeytinyağlı ya da kıymalı bir yaprak, pazı, beyaz veya karalahana sarması hayatları boyunca görmemişlerdir. Bir kâse sade yoğurt ya da ayranın tadını bilmezler. Mercimek, ezogelin, tarhana, yayla vb çorbaları pişirmemiş ve içmemişlerdir. Mercimek yemeği, mercimek köftesi, bulgur pilavı veya bulgur köftesi yememişlerdir. Bulgur yapma ve pişirme kültürleri, yoğurt mayalama alışkanlıkları yaşamlarında olmadığı için, bu besinlerin adı hiçbir diyet listesinde yer almaz. Oysa bu gıdalar en faydalı besinlerin başında gelmektedir. Damak tatlari ve alışkanlıklar, bize göre tamamen farklı olduğu için, sabah kahvaltısında beyaz peynirin yanında zeytinyagi içinde; limonlu, kekikli, kırmızı pul biberli yeşil ya da siyah zeytin yemezler. Beyaz peynir ile birlikte salatalık, domates, yeşil biber, maydonoz ve bunun gibi yeme alışkanlıklar da yoktur. Alışkın olmadıkları için verseniz bile yiyemezler. Yemekleri ile birlikte zeytinyağı, sirke ve limonlu olarak hazırlanmış zeytinli bir çorban salatası yemezler. Zeytin ve zeytin yağı asırlardan beri Akdeniz ülkelerinde doğal ve sağlıklı bir şekilde kullanılmaktadır. Buna rağmen, tercüme diyetlerinde zeytin ve zeytinyağlı adına kolay kolay rastlamayız. Ancak bütün yeşil yapraklı salatalarını çeşitli ‘ağır trans yağlarla dolu salata sosları’ ile tüketirler. Ceviz, fıstık, fındık, badem gibi kuruyemişler en sağlıklı meyveler olduğu halde, tercüme diyet listelerinde kuruyemiş ve çekirdekleri yoktur.
Sayfa 112 - HayyKitapKitabı okudu
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.