"Sınırların olmadığı sınırlarda, zamanın ve mekânın, iradenin ve azmin, gücün ve kudretin, ruhun ve dinginliğin, ateş ve suyun, hava ve toprağın kişiye boyun eğdiği yerdi burası. Bilinen her şeyi yokluktan alıp varlığın tam ortasına dikebildiği yerdi. Bulutlara ekinlerin ekilebileceği ve yağmur diye meyvelerin yağabileceği, bakışlarla dağların devrilebileceği, en acılı ruhların bile huzura erebileceği, denizler ile gökyüzünün yer değiştirebileceği yer. Anlamsızlıklara anlam yüklenebileceği, acının zevke ve zevkin acıya dönüşebileceği, güneşlerin her gün doğupta bir üfleme ile sönebileceği, gözün ve aklın alamayacağı büyüklüklerdeki yıldızların boyunlarda kolye olabileceği, sonsuzluğa uzanan sonun ilk adımlarının atılacağı yerdi burası. "