Henüz 17 Yaşında adlı kitabını okumuş ve o zamandan, bu "Yazı Makinesi" lakaplı yazara bir hayranlık beslemeye başlamıştım. Bir başka kitabı olan
Esrâr-ı Cinâyât'i okumak da bu seneye nasip oldu.
Türkçe olarak ilk polisiye roman olma özelliği taşıyan bu kitap beş bölümden oluşuyor ve bir cinayetin arkasında yatan gizem dolu bir hikayeyi, okuyucuya akıcı ve sürükleyici bir dille gösteriyor.
Karakterleri tam benimseyecekken hatta belki de sevmeye başlayacakken, başka bir karakterimiz olan Osman Bey'in adeta "biraz bekle, bak neler olacak, neler ortaya çıkacak" diye araya girmesiyle ve Gazeteci ile ortak hareket ederek beni daha da heyecanlandırması da kitabın akıcılığını devam ettiren şeylerden. Özellikle Mustafa'ya karşı ne hissetmem konusunda beni ikileme düşüren bu Osman adlı karaktere ayrı bir teşekkür edebilmek de güzel olurdu.
Kitabı oldukça sevdim, bunda polisiye sevmemin de etkisi bulunabilir. Gerçekten sürükleyici, merak duygusunu hep üstte tutan, yer yer şaşırtan, yer yerse "ben bunu nasıl fark edemedim" dedirten güzel bir eser.
Mutlaka okuyun demekten başka ne denilebilir ki?
Esrâr-ı CinâyâtAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,731 okunma
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.