Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Benim içimde ne yakıcı, ne de kurtarıcı hiçbir ateş yanmadı. Hayatımda hiçbir zaman başkalarınınki gibi gittikçe renklenen, parlak bir güne çevrilen bir sabah olmadı; bir sabah ki yakıcı öğlesi geçtikten sonra yavaş yavaş solsun ve kendiliğinden akşama karışsın. Hayır, benim hayatım, sönmüş başladı. Tuhaf, fakat böyle. Kendimi bilir bilmez sönmeye başladığımı hissettim. Sönüşüm dairede, evrak başında oturduğum zaman başladı; sonra kitapları okuyup da onlarda hayatta kullanamayacağım gerçekler buldukça, dostlar arasında dedikodular, alaylar, soğuk, kötü, boş gevezelikler dinledikçe, gayesiz, sevgisiz toplantılara katıldıkça daha da kötü oldum. Mina ile de hayatımı, kuvvetlerimi harcadım; onu sevdiğimi sanarak gelirimin yarısından fazlasını israf ettim. Nevskiy Bulvarı'nda kürklü mantolar arasında bir aşağı bir yukarı dolaştığım zamanlar; evlenecek iyi bir kısmet olduğum için akşam toplantılarına çağrıldığım zamanlar; şehirden yazlığa, yazlıktan Gorohovaya Caddesi'ne taşındığım zamanlar, hayatımı, kafamı boşu boşuna harcıyordum. İlkbahar benim için ıstakoz ve istiridye mevsimiydi; sonbahar ve kış kabul günleriyle doluydu; yaz gezintilerle geçerdi... Bütün hayat tembel ve rahat bir uyku idi. Gururumu da nelerde kullandım? Ünlü bir terziye elbise ısmarlamakta; tanınmış aileler içine kabul edilmekte; Prens R'nin elini sıkmakta... Gurur hayatın tuzudur derler; gururum nereye gitti? Ya ben yaşadığım hayatı anlayamadım ya da bu hayatın hiçbir değeri yoktu. Daha iyisini de bulamadım, göremedim, kimse de göstermedi. Sen bir gelip, bir kayboluyordun, kuyrukluyıldız gibi; bense her şeyi unutuyor, ağır ağır sönüyordum..."
Sayfa 226Kitabı okudu
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.