Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“Martin eseri onun adına piyasaya sürmek isteyince, Brissenden, ‘Hepsinin canı cehenneme!’ diye cevap verdi. ‘Güzelliği sadece güzellik için sev,’ diye tavsiye verdi. ‘Dergileri de bırak. Geriye dön; gemilerine ve denizine. Martin Eden, sana tavsiyem budur. Yozlaşmış insanlarla dolu bu iğrenç şehirden istediğin ne? Güzelliği, dergiler krallığının arzularına takdim edip zamanını kaybediyor ve her gün kendi boğazını kendin kesiyorsun. Geçen gün bana bahsettiğin şey neydi? ‘İnsan: faniliğin son temsilcisi.' Peki, faniliğin son temsilcisi sen, şan şöhretle ne yapacaksın? Elde edersen, seni zehirleyecektir. Şöhrete erişemeyecek kadar basitsin, safsın ve mantıklısın. Umarım dergilere bir satır bile satamazsın. Hizmet edilecek yegâne efendi, güzelliktir. Güzelliğe hizmet et, Tanrı toplumun cezasını versin! Başarı! Başarı, Henley'nin Hayalet'ini bile gölgede bırakan bir Stevenson şiirinde değilse, Aşk Döngüsü'nde değilse, nerede peki? Yaptığın işte veya edindiğin başarıda değil, o işi yapmaktan duyduğun hazda. Hiç anlatma, biliyorum. Sen de biliyorsun. Güzellik seni yaralar. Bu, senin içinde sonsuz bir acı kapanmayan bir yara, alevden bir bıçaktır. Neden dengilerle oyalanıyorsun? Bırak, hedefin güzellik olsun. Neden güzelliği altına dönüştürüyorsun? Zaten yapamazsın bunu; boşa telaş etme. Dergileri bin yıl bile okusan, perinde Keats'e layık tek bir dize bulamazsın. Ünü ve parayı bir kenara bırak, yarın hemen bir gemiye atla ve denize açıl."
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.