“Kendi kendime, 'nedir bu çağrı, nedir bu inanç,' diye sordum. Sonra cevap verdim. 'Sevgidir.' Ben insanlan öyle çok seviyorum ki, o sevgiden çatlayacak gibi oluyorum zaman zaman. Sonra kendime, Mesih'i sevmiyor musun, diye sordum. Düşündüm, düşündüm, hayır dedim. O isimde kimseyi tanımıyordum. Bir yığın hikaye dinlemiştim tabii ama benim sevdiğim yalnızca insanlardı. Bazen çatlayacak kadar çok seviyordum onları. Mutlu etmek istiyordum. Bu yüzden, onları mutlu edeceğine inandığım şeyleri söylüyordum vaazlarımda.“