Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Hayatın orta noktasında kalmış gibi hissediyorum. Bir adım geri atsam sanki batacak, bir adım ileri atsam sanki dünyalar benim olacakmış gibi hissediyorum. En son ne zaman çok mutlu olduğumu hatırlamıyorum. Hâlbuki küçücük şeylerle bile mutlu olan bir insanım. Ama şu an en son mutlu olduğum zamanı bile bilmiyorum. Hayat dediğin beş saniye sonrasının garantisinin olmadığı bir şey değil mi? Peki biz niye bu kadar ap*alız? Neden mutlu olmak yerine sürekli üzmeyi, kırmayı seçenleriz? Dünya hevesleri bizi bu kadar mı baştan çıkarıyor, bizi bu kadar mı düşünemez, ne istediğini bilemez hâle getiriyor. Ben, bugün çok sevdiğim bir şeyden; bana zarar veriyor diye, vazgeçme noktasında vazgeçerim. Ama o vazgeçme noktasına kadar elimden ne geliyorsa yaparım. Çalışırım, didinirim, çabalarım. Gerek aile ilişkilerim olsun, gerek çok istediğim bir hayal olsun.. ne olursa olsun, ne kadar çok istiyor olursam olayım, ne kadar çok seviyor olursam olayım.. o vazgeçme noktasına geldiğimde geriye bakmam. Sonuçta insanlar benim mutluluğum için çabalamıyor, evren benim için bir şeyler yapmıyor, hayat bana gülmüyor. Ben mutluluğu hak ettiğimi düşünüyorsam ben yapmak zorundayım. Kendim için, iç dünyam için. Dış dünya gram umrumda değil artık. Ben hep birileri mutlu olsun diye kendimden ödün verdim, hep ince düşünceli davrandım. İsteyerek, içimden gelerek! Hayata hep gülerek baktım, pozitif baktım. Hayat bana karşı böyle olmadı. Hayat bana hiç âdil davranmadı. Hak etmediğim bir çok şey yaşadım, gördüm. Hak ettiğimi düşündüğüm çoğu şey içimde ukte kaldı. Kafamı gece her yastığa koyduğumda "keşkelerle" uyuyakalıyorum. Sıkıldım bu durumdan artık. O yüzden hayatın orta noktasındayım. Ya bir adım ileri atacağım ya da bir adım geri. İleri adım atma umuduyla cümlemi üç nokta ile bitireceğim. Bunun devamı olacak çünkü...
·
1 artı 1'leme
·
182 görüntüleme
Ayşe Melek okurunun profil resmi
Kaç acı sığdırdın bitmek bilmeyen gözyaşlarınla geçip giden zamana? Kaç yanılgı, kaç yenilgi, kaç yangın oluşturdun ruhunda? Kendinden eksilterek yüklediğin anlamlar yaşamının yükü haline geldiğinde sonu acıyla bitmiş her şeye beslemiş olduğun umudu sürdürmemen gerektiğini nasıl açıklayabileceksin kalbindeki duygulara? Rumeysa Uysal
Ayşe Melek okurunun profil resmi
"Bana kalbim yokmuş gibi davranıldı.." Van Gogh
Ayşe Melek okurunun profil resmi
Kendin olarak kalabilmek, kendini seçebilmek, kandırılmışlık ve hâyâl kırıklığı yüzünden kişiliğine ihanet etmemek cesaret ister. Kederi ve aldanışları açıklamakta hiç zorlanmadım. Şiir benim acım, mutluluğum, ızdırabım ve aynı zamanda umudum oldu. Boğucu olan buhranı ve uzun bir yası kabullenerek sonuna kadar yaşamak bana, tüm af dilenişleri ve pişmanlıkları hiçe sayabilmeyi öğretti. Eylemlerin çıkardığı ses öylesine baskındı ki, yeniden verilen sözlerdeki kelimelerin sesini duyamıyordum. Çünkü artık bırakmak ve vazgeçmek, kendime sahtelikle çevrelenmiş bir ümit vermekten daha kolaydı. Eğer hakikatler yaralamak yerine daha huzurlu hissettiriyorsa, mücadele artık bitmiş demektir. Rumeysa Uysal
Ayşe Melek okurunun profil resmi
"Ağlamama gelince, boş verin. İkide bir neden ağladığımı kendim de bilmiyorum. Duygularım, izlenimlerim acı veriyor bana. Bulutsuz, donuk gökyüzü, güneşin batışı, akşamın o sakinliği... -niçin bilmiyorum- bütün bunlar bir hüzün çöktürdüler içime, doldum, ağladım. Ama niçin yazıyorum bütün bunları size? Öyle zor ki bir daha anımsamak, anlatmak. Sanırım anlarsınız beni." -İnsancıklar, Dostoyevski
Ayşe Melek okurunun profil resmi
Belki de, her şey olduğunu zannederken hiçliğe dönüştüğünle yüzleşmek, ruhunun derinliklerinde sonsuz anlam yüklediğin sevginin sahtelikle çevrelenmiş bir aldatmaca olduğunu fark etmekti. Rumeysa Uysal
Ayşe Melek okurunun profil resmi
Benim iç dünyamı soracak olursanız, yaşamış olduğum durumun değişmesine hiçbir yararı olmayacak sözcükler oluşurdu içimde. Ben de satır satır cümleler biriktirirdim bitmişliklerin ardından. Bir başkasına neler olup bittiğiyle alakalı hissettiğim şeyleri anlatmak olanaksızdı, aynalara konuşurdum. Çok uzun süre bir şey bekledim, inanın bana gün boyunca, uyanışımdan uyuyacağım ana dek beklerdim ve belki de hâlâ beklemeye devam ediyordum. Sonra bir zaman geldi, her şey yalınlaştı, buğulanmış hakikatler netleşti ve vazgeçmem gerektiği gerçeği reddetmekten kaçamayacağım kadar gün yüzüne çıktı. Gitgide bekleyişlerim soldu, önceden korkar olduğum uçurum aştığım, ardımda kalan bir yola dönüştü. Bekleyecek ve özleyecek bir şey kalmadı.. Sanırım hayat bana, en hassas noktama, sevgime dokunarak yaşanmış ve yaşanacak olan güzelliklerin de bedelini ödetti. Aksi halde açıklanması nasıl mümkün olurdu bilmiyorum. Kelimeler bazen yetmez, yetse bile yaşanılmış şey anlatılarak hissettirilemez. Rumeysa Uysal
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.