Benim iç dünyamı soracak olursanız, yaşamış olduğum durumun değişmesine hiçbir yararı olmayacak sözcükler oluşurdu içimde. Ben de satır satır cümleler biriktirirdim bitmişliklerin ardından. Bir başkasına neler olup bittiğiyle alakalı hissettiğim şeyleri anlatmak olanaksızdı, aynalara konuşurdum. Çok uzun süre bir şey bekledim, inanın bana gün boyunca, uyanışımdan uyuyacağım ana dek beklerdim ve belki de hâlâ beklemeye devam ediyordum. Sonra bir zaman geldi, her şey yalınlaştı, buğulanmış hakikatler netleşti ve vazgeçmem gerektiği gerçeği reddetmekten kaçamayacağım kadar gün yüzüne çıktı. Gitgide bekleyişlerim soldu, önceden korkar olduğum uçurum aştığım, ardımda kalan bir yola dönüştü. Bekleyecek ve özleyecek bir şey kalmadı.. Sanırım hayat bana, en hassas noktama, sevgime dokunarak yaşanmış ve yaşanacak olan güzelliklerin de bedelini ödetti. Aksi halde açıklanması nasıl mümkün olurdu bilmiyorum. Kelimeler bazen yetmez, yetse bile yaşanılmış şey anlatılarak hissettirilemez.
Rumeysa Uysal