Paul Rycaut, XVII. yy ortalarında yaptığı Türkiye ziyaretinde sistemin mantığını şöyle ifade etmiştir: “Türkler kendi cinslerinden, kendilerinin yetiştirdiği ve eğittiği insanların kendilerine hizmet etmelerini severler. Onları kendi erdem ve bilgelikleriyle erişkin olana dek yetiştirip beslerler. Onları kıskanmadan yetiştirip tehlikesizce de yok edebilirler. İmparatorluğun yüksek makamlarına çıkarılacak gençleri ya savaşlarda elde ederler ya da uzak ülkeler hediye gönderirler. Bu politika çok açıktır ki, bu gençler farklı gelenek ve göreneklere göre yetişmiş anne ve babalanndan nefret edecekler; uzaklardan gelmeleri nedeniyle hiçbir tanıdıkları olmayacak; devlet okullanna girdikten sonra kendisine sadık olmak zorunda yetiştirildikleri efendileri dışında hiçbir akrabaları, çıkar ilişkisi içinde bulunduktarı hiç kimse olmayacaktır.”