Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Tekpartili yıllarda, özellikle de din eğitiminin her kademesinin ortadan kaldırıldığı 30'lu senelerde siyasî merkez dini bütünüyle devredışı bırakmak yerine birbirine paralel olarak iki şey yapmayı denemiştir. Bunlardan biri mevcut din anlayışlarını, mütedeyyinleri, cemaat ve tarikatlar gibi dayanıklı yapıları sıkı bir kontrol altına almak, bastırmak ve dönüştürmek, modern eğitim araçlarıyla, Diyanet'le sistemin içine çekmek için çaba sarfetmektir. Dönüştürülmek istenenler arasında mütedeyyin halkın din anlayışları ve dini yaşama biçimleri, dinî sembolleri de vardır. İkincisi bu sürecin aynı zamanda siyasî merkezin paradoksal olarak kendine göre, kendine uygun bir tür din anlayışını inşa etmesi ve onu tahkim etmesi tarzında işletilmesidir. Bunun için dinde reform diyebileceğimiz bir projenin peşinde koşmuş, yerli ve milli bir din inşa etmeye çalışmıştır. Türkçe ibadet, Türkçe Kur'an, Türkçe ezan, Türkçe hutbe teşebbüsleri yahut Hz. Muhammed'in Türklüğü iddiası, Türk Tarih Tezi'nin içine "Türk"-İslâm düşüncesi unsurlarını ilâve etme projeleri, Yeni Selefilik ve kaynaklara dönüş hareketinin bir yönüyle irtibatlı olarak devlet eliyle Kur'an meâli ve hadis derlemesi çalışmaları, öztürkçecilik/ sadeleşme (dilin, Türkçenin, "yabancı" Arapça ve Farsça kelimelerin atılması üzerinden Müslümanlıkla irtibatlarının zayıflatılması) hareketleri... bu politikanın birer parçasıdır
Sayfa 1000Kitabı okudu
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.