İman nuruyla âlem öyle terakki eder ki: "Hikmet-i Samedaniye Kitabı" namını alıyor. Ve insan, zelil ve fakir ve âciz
hayvanların sırasından çıkar; za'fının kuvvetiyle, aczinin kudretiyle, ubudiyetinin şevketiyle, kalbinin şuaıyla, aklının haşmet-i imaniyesiyle hilafet ve hâkimiyetin zirvesine yükselmiştir. Hattâ acz, fakr, ihtiyaç ve akıl onun sukutuna esbab iken, suud ve yükselmesine sebeb olurlar. Zulmetli, karanlıklı bir mezar-ı ekber suretinde görünen zaman-ı mazi, enbiya ve evliyanın ziyasıyla ziyadar ve nuranî görünmeye başlar. Karanlıklı gece şeklinde olan istikbal, Kur'anın ziyasıyla tenevvür eder. Cennet'in bostanları şekline girer. Bu
na binaen, O zât-ı nuranî olmasa idi kâinat da, insan da, her şey de adem hükmünde kalır, ne kıymeti olur ve ne ehemmiyeti kalırdı.
(Mesnevi-i Nuriye 24.sh - Risale-i Nur)