İsrail'in, özünde seküler bir ideoloji olmasına rağmen dinî referansları siyasete malzeme yapan Siyonizm'in harcıyla kurulmasının ardından, Kudüs'teki altın oran da kayboldu. 1967'deki işgalle perçinlenen bu hoyratlığın açıklaması şuydu: Bölgeye dışarıdan gelen Siyonistler, Kudüs'ün ruhuna yabancıydı. Onun ne kuruluşuna ve gelişimine emek vermişlerdi, ne de önceki dönemlerine şahittiler. Ortaya koydukları kaba siyasi hedef, Kudüs'ü Siyonizm'in idealleri uğruna eğip bükmek, bölüp parçalamaktı. Oysa bu narin ve muhteşem şehrin kendine has bir dokusu ve yapısı olduğundan habersizdiler.