Siyasal sınıf mücadelesinin; ekonomik sınıf mücadelesinin, kitlelerin maddi talepleri için verilen sendikal mücadelenin elden geldiğince en derinlerine kök salmasını sağlamak, işte devrimci mücadelenin altın kuralı budur.
İşçi hareketi, bu altın kuralı uluslararası işçi sınıfının adı sanı bilinmeyen kurbanlarını feda ettiği mücadeleler boyunca, Marksist kuramla kaynaşırken öğrenmişti. Işçi hareketi işte bu altın kurala saygılı davrandığı içindir ki, tarihteki o büyük zaferlerini (1917 Rus Devrimi, 1949 Çin Devrimi) kazanabilmişti.
Sözünü ettiğimiz altın kural önemsenmediğinde, açıkça görülebildigi gibi, gerçekten de, halk kitleleri şu ya da bu bunalım ortamını fırsat bilip "harekete geçebilirler", hatta çok güçlü bir hareket başlatabilir, daha da ileri gidip, "devrimci" bir durum içinde bulunuluyorsa, devlet iktidarını bile ele geçirebilirler. Ancak, bir aksaklık ya da başka bir nedenden dolayı, Parti, siyasal sınıf mücadelesinin ekonomik sınıf mücadelesine kök salmasını amaçlayan uzun süreli bir pratik sayesinde söz konusu kitlelere
derinden bağlanmamışsa, halk kitlelerinin hareketi, iktidarın ele geçirilmesiyle sonuçlanamayacağı gibi, talihi yaver gidip devlet iktidarının ele geçirilmesiyle sonuçlansa bile, bu iktidan elinde tutamayabilecektir.