Alacakaranlık’tan sıyrılan bulutlu dağlar henüz uyanıyorlardı. Pembe şafağı ilk yırtan ışıklar, bir yüksek kayaya çıkıp etrafına bakman boz kalpaklı Mustafa Kemal’e vuruyordu. Yanına gidenler onun, yavaş sesle, " Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar " marşını söylediğini işittiler.