Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

472 syf.
7/10 puan verdi
Beni Bu "Şehir" Boğuyor, Bilmem Bana Ne Oluyor
Bir şehir düşünün. Harabeye dönmüş, her yer çöple dolu, pislik içinde, sokaklarına kaos hakim, polislerin silahı yok, gangsterler polislerin silahlarını almasın diyeymiş bu da, ne hikmetse... Farklı milletlerden birçok insan bir arada, ama herkes aynı dili konuşuyor, herkes dünyadan bir yerlerden buraya gelmiş, ama burası neresi bilen yok. Başka bir gezegen mi, yıldız mı, yoksa Dünyada, dünyadan izole bir yerde mi, belirsiz. Şehrin kurallarını belirleyen Mentorlar var, ama neyden mamuller, insan mı yoksa uzaylılar mı, varlar mı yoklar mı... Bir de sinir bozucu bir şekilde güneşi açıp kapatıyorlar keyiflerine göre, lamba gibi... Tüm bunlar yetmezmiş gibi, bir de babunları salıveriyorlar şehre. Tam bir cümbüş :D Gelgelelim öyle bir cümbüş ki, İpraam Sweetvoice'un, "program benim değil mi, istediğimi yaparım" kafasıyla, konuk sanatçıların şarkılarının içinden geçerkenki tavrı gibi hep bir kesik yiyor akış. E olaya müdahale edecek bir Neşet Ertaş da yok, hop kesildi şarkı, şapppi şappi anlatabiliyor muyum :D youtube.com/watch?v=A-hNDJZ... bu da efsane anların kanıtı ;) Gelelim kahramanlara. Hikayenin akışında birçok kahramanla, neredeyse kitabın sonlarına kadar hemhal olacağız ama bir baş karakter isterseniz, bu arkadaşın adı Andrey (benim favori karakterim ise İzya oldu, sebebini kitabı okurken anlarsınız). Kendisi Çöpçü. Ama akış boyunca daha birçok farklı işi olacak. Şehrin pislik içindeki halinden bezip, KPSS'ye hazırlanıp, kallavi bi puanla veya sırtını sıvazlayan bir dayıyla bir yerlere mi gelmiş diye soracak olursanız, burada işler öyle işlemiyor. Şehir, sizi keyfince farklı işlere tayin ediyor, yetkinlik falan hak getire. İşi işte öğreniyorsunuz, bu da sizi değiştiriyor bir yerde. Bu meslek değişimleri kısmında, karakterlerimizin yaptıkları işlere göre kişilik geliştirmelerini, meşhur "Stanford Hapishane Deneyi"ne benzetmedim desem yalan olur. Bkz: tr.wikipedia.org/wiki/Stanford_h... . Ve Çöpçü kısmını da bir cinayetle kapatıyoruz ki, bunu da Strugatski Bradırs'ın
Kıyamete Bir Milyar Yıl
Kıyamete Bir Milyar Yıl
kitabıyla ilişkilendirdiğimi belirtmem gerekir. Strugatski Bradırs'tan okuduğum beşinci kitap oldu bu kitap. Tarzlarına aşinayım yani öyle veya böyle. İthaki Bilimkurgu Klasikleri özelinde konuşacak olursak, sadece
Pazartesi Cumartesiden Başlar
Pazartesi Cumartesiden Başlar
kitabını okumadım. Onda da az çok karşılaşacağım şeyi biliyorum gibi ama. Yazarlarımız bizi Sovyet tarihine bandırıp, bolca kültürel öğeyle harmanlayıp, kurguda kendi zihinlerinden geçenleri kağıda aktarıp, sonra da bu işin içinden sıyrılamayınca bize "Sonsöz" kısmında saydıran türden bir yol izliyorlar. E haliyle ben de zılgıtı yiyince, çok da keyif alamıyorum yaptığım işten. Ama yine de okuyoruz ne edelim, bu yola girdik bi kere... Şakası bir yana, Strugatski Bradırs okuyup kurgunun içinden çıkamıyorsanız, kendinizi "Sonsöz"lere kadar zorlayın, orada aydınlanma yaşayacağınızı garanti edebilirim. Ben oraya kadar sabredemem derseniz zaten kitap bir süre havada süzüldükten sonra, duvardaki sivrisineği öldürerek işlevli bir hal alabilir ;) Kitaba dair "Spoiler" vermek niyetim yok (ama bunu "Spoiler"dan saymamız da pekala mümkün). Lakin şunu belirtmek gerekir ki, Şehir de Deney de dinamik yapılar ve içlerindeki unsurlarla birlikte dönüşüme uğramaları kaçınılmaz tabii. Tekdüzelik öldürür ne de olsa. Peki ya refahın getirdiği tekdüzelik? Ekmek elden su gölden hali de gerçekten öldürücü müdür? Sıkıntılı coğrafyaların insanlarına bu soru yöneltildiğinde, çoğu böylesi bir tekdüzeliğin hayalini kurar ve elinden geldiğince ona ulaşmayı hedefler. Fakat ya sonrası? İnsanlığın arayışı hiç biter mi? Şehir istenilen düzeye erişirse bir gün, arayış, bir "Anti-Şehir"e doğru mudur yoksa? Yoksa "Happily Ever After"a mı yolculuğumuz?.. Cevabı kendiniz verin, Haydn keyifli okumalar ;) Dip Not: Bence bu kitap da özü itibariyle "Bilimkurgu Değildi"...
Ölüme Yazgılı Şehir
Ölüme Yazgılı ŞehirArkadi Strugatski · İthaki Yayınları · 20248 okunma
·
324 görüntüleme
Esma Ö. okurunun profil resmi
Şahane bir inceleme olmuş. Ama en can alıcı kısmı açık ara İpram Sweetvoice ve Neşet Ertaş💛 diye düşünüyorum😄🤌
Post Mortem okurunun profil resmi
😅😅 teşekkür ederim Esma hanım 🌻 Neşet Usta candır 😌
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.