Bahçedeki dut ağacının altında bir açık hava okulu açmıştı arkadaşlarına. Eski Yunan'da olduğu gibi, çevresinde hayranları, yürüyerek anlatıyordu: "Okumalısınız." Neden okusunlar Mustafa? Sen okuduklarını onlara anlatıyorsun ya. Olmaz. Bakın binlerce yıl önce bu topraklarda yaşayan Eski Yunan gibi meraklı olmalısınız, her şey neden öyle oluyor diye. Aritmetik okuyoruz işte. Olmaz. Benim gibi astronomi de okumalısınız. Sen okuyorsun ya yeter. Herkes senin gibi riyaziyeci Mustafa olamaz ya. Olmaz, yalnız benim okumamla olmaz; hep birlikte bir şeyler yapılabilir. Mustafa henüz 'ekol kurmak' deyimini bilmiyordu. Onlara astronomi konusunda bir de konferans vermişti okul salonunda. Bu ne garip bir çocuktu canım: Helenler diyordu, Kopernik diyordu, kafaları karıştırıyordu. Oysa son sınıf öğrencileri, o zamanlar adı kozmoğrafya olan astronomiden lise bitirme imtihanlarında ne yapacaklarını kara kara düşünüyorlardı.