Arkadaşlığın özü olan sevgi, iki cana yakın insan çocukluklarından itibaren sıkı sıkıya kaynaşmadıktan veya müşterek ıstıraplar ve meşgalelerle bağlanmadıktan sonra nadir bulunan, müşfik bir duygudur. Kimilerine aramıyorken, habersizken gelir, onun o tüm hoş bitkileri yeşerten bereketli tesirinden evvel istediği kadar çorak olsun, seçilen yerlere şefkatli bir çiy misali yağar. Fakat bir arzu edildi mi de kaçıverir, dua edenin dualarına dudak büker. O ancak bahşeder, peşinden koşulmaz.
Tüm bunları biliyor, sevginin peşinden koşmuyordum; ne var ki kasvetli kırlığımda, etrafımdaki her şeyin ıssız olduğu alçak çatımın altında, bir yandan biriken karları eriten bir yandan da etrafı güzelleştiren bir kış güneşi misali geliyordu sevgi bana.