Cumhuriyet ideolojisinin tarih anlayışı Osmanlıyı atlayarak yahut paranteze alarak teşekkül ediyor. En yumuşak tabirle parçalanmış ve çoğu kareleri siyaha boyanmış bir Türk-Osmanlı tarihi tablosu çiziliyor. Fakat esas tasfiye edilmek ve paranteze alınmak istenen İslâm tarihi hatta İslâmdır, en geniş mânasıyla dindir. İslâmiyet öncesi Ortaasya Türk tarihi yahut İslâmiyet öncesi Anadolu Türk (?) medeniyetleri (Hitit, Eti, Sümer, Ege-Helen uygarlıkları) üzerinden kurulmaya çalışılan Türk Tarih Tezi bu düşünce ve arayışların tezahürlerinden sadece biri.
Mimari ve şehir planlaması da bu yeni ve gayrımilli yönelişlerden payına düşeni alıyor. Hayli mesafe kat etmiş millî mimari 1924'ten sonra tasfiye ediliyor, milli mimarlara artık Ankara'dan iş verilmiyor.
Anıtkabir yarışmasına katılan Türk mimarların kendilerine Selçuklu mimarisi ve eski Türk kültürü üzerinden bazı "millî" tutamak noktaları aramaları da reddedilmelerinin açık veya örtük sebebi, gerekçesi oluyor.
Bu topraklarda milli olanla dinî olanı bütünüyle ayırmak mümkün değil çünkü.
Anıtkabir için Sedat Hakkı Eldem ve Necmi Ateş'in uygulama için kabul görmeyen projelerinden birer kesit (üstte).