Gönderi

Bu yüreği dinlemek öyle kolay bir iş değildi. Bir zamanlar hep yola çıkmaya hazır tetikte beklerdi, ama gel gör ki şimdi ne pahasına olursa olsun varmak istiyordu. Yüreği kimi zaman, içi özlem dolu öyküler anlatıp duruyordu uzun süre; kimi zaman da çölde, güneşin doğuşu karşısında heyecanlanıyor ve delikanlıyı gizli gizli ağlatıyordu. Ona hazineden söz ettiği zaman hızlı hızlı çarpıyor, ama delikanlının gözleri çölün sonsuz ufkunda yittiği zaman da yavaşlıyordu. Ama delikanlı Simyacı'yla tek bir sözcük konuşmasa da bu yürek hiç susmuyordu. "Yüreğimizi neden dinlemeliyiz?" diye sordu, mola verdikleri akşam. "Çünkü yüreğin neredeyse hazinen de oradadır." "Yüreğim sıkıntılı, çalkantılı," dedi delikanlı. "Düşler görüyor, heyecanlanıyor ve bir çöl kızına âşık. Bana bir yığın şey soruyor, çöl kızını düşündüğüm zaman, geceler ve gündüzler boyu beni uykusuz bırakıyor." "Ne âlâ! Demek ki yüreğin canlı. Onun söylediklerini dinlemeye devam et."
·
52 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.