Kendisine hayal gücü gibi bir meleke bahşedilmiş kimse, eşyanın yalın gerçekliğinin ancak belli belirsiz, o da nadiren ve çoğu zaman da yanlış zamanlarda gösterdiği hakikatleri, deyiş yerinde ise, kendisine tam zamanında açığa vuran ruhları çağırabilir. Dolayısıyla onun karşısında doğuştan hayal gücüne sahip olmayan insanın durumu, keyfince dolaşan özgür, hatta kanatlı hayvana nispetle rastlantı ve tesadüfün kendisine getireceği şeyi beklemek zorunda olan kayasına sıkı sıkıya bağlı midyenin durumu gibidir.