Bende tarçın sende ıhlamur kokusu
Yürürüz başkentin sokaklarında
Bir nehir tutuk konuşan cumartesi
Üstünde iki yonga: Çarşamba, bir de cuma
Ayrılık lâfları etme sevgilim
Önümüz Temmuz önümüz Ağustos nasıl olsa
Kolkola yürüyoruz tek tük öpüşüyoruz
Sonra ayrılıyoruz korkuyoruz da
Kimi zaman neden kalabalığın içinde duruyoruz da
Kimi zaman bir köşe arıyoruz en sapa
İşimiz mi yok, şu Akay’a sapalım istersen
İstersen garson girelim ilkyazın gazinosuna