Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Avrupa'nın "Batı" olarak tescil edilmesi, Batı'nın tüm insanlığın "ufku" olarak tanınması ve bunun mutlaklaştırılması, hassaten Aydınlanmacı bakış açısının "üst ilke" olarak benimsenmesi, Batı'nın ve Batılı olmanın evrenselleştirilmesi ve hatta insanlık için aşkınsal bir metafizik haline getirilmesi anlamına geliyordu. Durum böyle olunca hangi türden olursa olsun bir Batılı düşünür ölçü haline geliyordu. Gazali yerine Descartes'ten, Ibn Sinâ yerine Francis Bacon'dan, İbn Arabi yerine Spinozadan, Fahreddin Râzi yerine Leibniz'den, Ibn Heysem yerine Galileodan, Ebu Hanife yerine Jean Jacques Rousseau'dan, Tüsi yerine David Humedan söz ediyorsanız çağdaş ve medeni olarak tanımlanıyor ve en azından kınayıcılar tarafından kınananlardan olmuyordunuz. Herhangi bir Müslüman veya Doğulu veya Afrikalı düşünür. älim, "Batılılar gibi bakmak, görmek, düşünmek, yaşamak zorunda değiliz" dediğinde hemen dışlama mekanizmalarıyla dışlanır, hatta gündemin dışına atılır. En çok da kendi müstağripleri tarafından....
Dursun ÇiçekKitabı okudu
·
153 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.