Her çıkan türkünün de kendi üstüne çıkarıldığını biliyor, ağlıyordu. Hele son türkülerden biri onu iyice yıktı. Türküyü ona bir delikanlı söylüyordu. Güzel sesiyle...
Üryan geldim gene üryan giderim
Ölmemeğe elde fermanım mı va
Ezrail gelmiş de can talep eyler
Benim can vermeğe dermanım mı var
Dirilirler dirilirler gelirler
Huzuru mahşerde divan dururlar
Harami var diye korku verirler
Benim ipek yüklü kervanım mı var
Er isen erliğin meydana getir
Kadir Mevlam noksanımı sen yetir
Bana derler gam yükünü sen götür
Benim yük götürür dermanım mı var
Karacaoğlan der ki ismin öğerler
Ağı oldu yediğimiz şekerler
Güzel sever diye isnad ederler
Benim haktan özge sevdiğim mi var
Elif bu türküyü duyunca şaşırdı İlk defa Karacaoğlanın da ihtiyarlayacağı aklına geldi...