Bağışlama ha! İyi de onlar bizden hiç af diledi mi ki? Bağışlamaya bir anlam ve varlık sebebi verecek tek şey, suçlunun ıstırabı ve terk edilmişliğidir.¹
Sayfa 29 - Monokl Yay. 1. Baskı : 2015 Kasım, Fransızcadan Çeviren: Murat Erşen
Jankelevitch için de şu o halde açıktır ki af ancak suçlu, af dilerken mahcup olursa, itirafta bulunursa, pişmanlık duyarsa, kendi kendini suçlarsa, netice itibarıyla suçunun cezasını çeker, günahını öderse, dolayısıyla kefaret ve barışma amacıyla, kendisinden af dilediği kişiyle özdeşleşirse bahşedilebilir.
Bu geleneksel aksiyom kuşkusuz hala çok büyük bir güç, tartışma götürmez bir dayanıklılık taşır. Ama ben, aynı miras adına, yani bağışlamada, bizzat bağışlamanın anlamında, bunu talep etmeyen, pişmanlık duymayan, itirafta bulunmayan, kendini düzeltmeyen ya da günahının bedelini ödemeyen bir kişiye bile, eğer olabiliyorsa, netice itibarıyla, özdeşlikle/kimlikle ilgili, manevi, yüce olsun olmasın her ekonominin ötesinde, her kefaretin ötesinde affın bahşedilmesini gerektiren bir güç, bir arzu, bir atılım, bir devinim, bir çağrı (artık nasıl adlandırırsanız adlandırın) olduğunu söyleyen aynı mirasın semantiği adına sürekli bunu reddetme ayartısı içinde olacağım.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.