"Senin yüreğin henüz yarasızdı. Yüzün bulut görmemiş bir göldü. Halka halka sıcaklık yayılıyordu sesinden. Gün ışığı ile gözlerinin arasında bir ayrım yoktu. Kaşların kaş değil gökkuşağı idi. Gülmüyordun da binlerce yaprak, yağmur eliyordu toprağa. Gövden buğular içinde bir yoldu, herkesi yitik ülkesine götüren. Kötü sözlerin kederi düşmemişti henüz üstüne. Bir gülün açarken çıkardığı sesle konuşuyordun. Sözün insan yüreğinden doğduğu bir mevsimdi yaşadığın. Ceviz ağaçları mı ırgalanıyordu, kirpiklerin mi yerden bulutlara kalkıyordu, şaşırıp kalıyorduk."