Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Konuyu kısaca özetleyecek olursak, hatayı görmek önemlidir ama suçluluk sürecini dramatize etmek, düşünceyi çarpıtmaktan başka bir şey demek değildir diyebiliriz. Yaratacağı sonuç, tabii ki mutsuzluk olacaktır. Sevginin olduğu yerde suçlama yoktur, yargılama yoktur. Sadece olan vardır. Olduğu haliyle orada öylece olan. Ne iyi, ne kötü, ne doğru, ne yanlış, ne suçlu, ne masum. Sadece olan. Aynı şekilde başkalarını suçlamak da tıpkı onay beklemekte olduğu gibi, mutluluğunuzla ya da mutsuzluğunuzla ilgili tamamen başkalarını yani dışarıyı, dış faktörleri sorumlu tutmaktır. Oysa kimsenin ne mutluluğunuzda ne de mutsuzluğunuzda bir payı vardır. Sevgi, tamamen kendi emeğinizdir. Kendinizde var edip yaydığınız bir etkidir. "Onun yüzünden böyle oldu, öyle yapsaydı böyle olmazdı, her şey onun hatası, o söyledi, o konuştu, o bozdu, o dağıttı, o toplamadan gitti, o aldattı, o yalan söyledi, o berbat etti, o düşünmedi, o dikkat etmedi ve ben bu yüzden mutsuzum." Odağınızda zaten hep bir "o” varsa burada "siz"de bir mutluluk nasıl var olabilsin ki? Üstelik onu, bunu ya da onları suçlayıp durmak, dağlardan çağlayıp gelen ve kendine yeni yollar açarak ilerleyen bir nehri, kendi etrafında dönüp duran hırçın bir girdaba dönüştürmekten farksızdır. İzin verin, su kendini yenileyerek ve temizleyerek akıp gitsin.
Sayfa 166
·
126 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.