-"Ama sevdin."
-"Evet, sevdim. Çok sevdim. O kadar sevdim ki, sevdiğim benden bir armağan istediğinde korkuya
kapılıp kaçtım."
-"Anlamıyorum."
--"Değmez. Bilmediğim bir şeyi keşfettim, sana da öğreteyim: Armağan, sana ait bir nesneyi birine
bağışlamak. Birinden önemli bir istekte bulunmadan önce, ona bir şey vermelisin. Artık sen benim
hazineme sahipsin: birtakım hayallerimi yazdığım tükenmez kalem. Bendeki de senin hazinen:
çocukluğunun yaşamadığın bir parçası. Senin geçmişinden bir zamanı taşıyorum, sende de benim
bugünümün birazı var. Bu çok güzel."