Dönemin dışişleri bakanı Numan Menemencioğlu anlatıyor:
Churchill, İnönü'ye dedi ki: "Paşa, sen Kürtçe bilir misin? İsmet Paşa şaşırmıştı.
Ben araya girdim ve " Ekselans, biz Kürtçe bilmeyiz. Zaten bizde Kürtçe konuşulmuyor ve böyle bir dil de yoktur." dedim.
Churchill adamlarından birine sordu.
--Kürtçe diye bir dil yok mudur?
--Olmaz olur mu efendim? Çok zengin bir Kürt dili ve edebiyatı vardır. İsterseniz Diwana Ciziri'den bir şiir okuyayım.
Şiiri okudu ve Kürtçe olduğunu söyledi.
Şiiri; İngilizce, Fransızca ve Türkçeye çevirdiler. Metinlerdeki yabancı sözcükler diğer dillerde birkaç taneyken Türkçesi; Arapça, Farsça ve Avrupa'nın çeşitli dillerinden alınma sözcüklerle doluydu.
Churchill bunu görünce şöyle dedi:
-- Bakın efendiler! Yok, dediğiniz ve memleketinizin büyük bir bölümünde ana dil olarak konuşulan Kürtçenin zenginliğini görünüz!