Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“Hikâyedeki vicdan azabı, canlı bir varlıktı. Yanılmıyorsam dört ayaklıydı. Evet. Daha önce iki ayaklıymış da, vicdan azabından dört ayak üzerinde sürünmeye başlamış. Okurken, elindeki kâğıdı birden bırakır ve halının üstüne çömelerek vicdan azabını taklide başlardı: ‘Dickens da, kalabalığın önünde, romanlarındaki kahramanları taklit ederek okurmuş kitaplarını. Bu yüzden epey para yapmış.’ Aynı zamanda, yedi çocuk babası bir adam var hikâyede. Dışarda kar yağıyor ve adam aç. İçerde yalnız başına oturuyor vicdan azabı. Bir türlü pirzolasını yiyemiyor: dışardaki adam yüzünden. Sonra, Şehvet Kurbanları ’ndan bir sahne giriyor araya. Onu pek iyi hatırlamıyorum. Galiba beyaz sakallı bir ihtiyar da kar altında bekliyor. Sonra, vicdan azabı sahneye çıkıyor. Bu bölümün başlığı: Vicdan azabı sahnede. Yedi çocuk babası adama bakabilmek için, onun çocuklarını doyurabilmek için sahne hayatına atılıyor vicdan azabı. Perde açılıyor. Sahne boş. Soldan, kulisten, bir adam görünüyor, yerde. Adam, yavaş yavaş sahneye çıkıyor, sürünerek. Yedi çocuk babası adam da sağdan çıkıyor ve yerde sürünen adama eğilerek soruyor: ‘Sen kimsin?’ Yerde sürünen, son bir gayretle cevap veriyor: ‘Vicdan azabı’, ve ölüyor. Piyes burada bitiyor. Hikâyenin nerede bittiği belli değil.
Sayfa 230 - İletişim Sinan Yayınları İkinci Bölüm
·
1 artı 1'leme
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.