"...Dibi görünmeyen kuyulara atılan taş nasıl çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse başkalarının elemi de bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle bize kendimizi, insanlığımızın derecesini öğretir.”
Çok duygulanarak okuduğum ve tek oturuşta bitirebilecek kadar sürükleyici olan bir kitaptı.
İnsanlara duyduklarımızdan, gördüklerimizden yola çıkarak çok fazla önyargılı yaklaşıp onları yanlış tanıyabiliyor ve onlar hakkında kendi görüşleri haricinde diğer insanlara bakarak direkt yargılayabiliyoruz, belki bu hayatımızda büyük etkiler yaratmıyor fakat bir insanının babasını böyle yanlış tanıması.. kitap bu yüzden çok derinden etkiledi beni. Belki de herkese kafamızda bir kılıf uydurmadan önce birkaç kelime de olsa onların da fikirlerini almalıyızdır artık.
Nerdeyse 100 yıl kadar önce (1928)basılan bir roman ve okurken kendinizi o zamanlarda hissedebiliyorsunuz. Dili çok ağır değildi bence anlaşılabilir olduğunu düşünüyorum.
Konusuna değinmeyeceğim galiba çünkü kitabın arkasında yazdığı gibi aslında. Olaylardan ziyade bende bıraktığı duygudan bahsetmek istedim.
Roman okuyuculara mutlaka tavsiye edebileceğim bir kitap oldu.