Bilmezden gelmek bazen en iyisi. Bilmemeyi istiyorsun çünkü. Öyle olmamasını istiyorsun. Gerçeğin öyle olmamasını. Ama elinden bir şey gelmiyor. Kendi gerçeğini yaratıyorsun sonra; o gerçeğe öyle bir sarılıyorsun ki seninle beraber herkes inanıyor.
Neşe bulaşıcıdır falan diyorlar. Yalan. Neşe kolonya gibi bir şey. Dökünüyorsun, o an ferahlıyorsun. Sonra uçup gidiyor burnundan, elinden, üzerinden. Kasvet öyle değil ama, zamk gibi, bulaşıyor ve dokunan herkese yapışıyor.
"Kısa süre sonra öleceksin ama hâlâ sade bir hayat sürmüyorsun, sakin değilsin, dışarıda olan bitenin sana zarar vermesinden de, her şeye nazik davranmaktan da uzaksın, bilgeliğin sadece adil davranmakla geleceğine inanmıyorsun hâlâ."