Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Etrafımda hiçbir ağaç yok. Göremediğim için belki de var; fakat gece onları o kadar sımsıkı yakalamış ki... O halde niçin ağaçların, gecenin beri tarafına doğru aktığını hissediyorum? Bakın geride bıraktığım ışıklara. Sonra dinleyin. Dinleyin, sesi işitiyor musunuz? Mızmız hımhım bir ses... Ne hışırdayarak, hatta gürleyerek geçen rüzgâr bu mızmız sesi örtebiliyor, ne de yakınlarda gece ile büyüyerek akan derenin homurtusu. Çünkü bu ses bütün geride bıraktıklarımın sesidir. Artık ben, at sırtında bir nehir gibi geçiyorum. Fakat o sesler benim itiyatlarımın bağdaş kurup oturdukları yerin sesleridir. Ne kadar kaçmak ve uzlaşmak arzusuyla dolu isem, o kadar da bağlanmak, kalmak, bağdaş kurup oturmak istiyorum. İşte her şey bitmek üzere: Atın geceye yapışan solukları; duvarlardan, ağaçlardan sızmış. Aç ve susuz toprak onları emmiş. Önümüzde yükselen kan damlası, şişirilmiş bir kauçuk gibi delinmiş, pörsünmüş, olduğu yere çöreklenmiş... İşte, şimdi o çöreklenen şeyin de başını kaldırarak bir müddet dolaştığını ve sonra sonbahar yapraklarının arasına karışıp kaybolduğunu duyarak görüyorum. Meydanı, lükslerin çiğ ziyası birdenbire tekrar kaplıyor. İşte her şey bitti.
Gece ve AtKitabı okudu
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.