“Sedyeler bile parçalar halinde etrafa saçılmıştı. Ameliyat aletleri her yere dağılmıştı. Şuruplar, haplar, iğneler... Her birinin paketi açılmış, içindekiler birbirine karışmıştı. Üstelik bir borudan üstlerine sular boşanıyordu. Ahh! Bu malzemeleri bugün için toplamamış mıydık? Böyle bir gün için bu sedyelerle tatbikat yapıp ilkyardım derslerini tekrarlamamış mıydık? Şimdi tamamen hezimete uğramış durumdaydık. Ayakları koparılmış bir sivrisinek gibi, kıskaçları alınmış bir yengeç gibi biz de elimizde avucumuzda hiçbir şey kalmamış halde bunca yaralıyla yüz yüzeydik. Gerçekten ilkel tıptı bu. Bilgimiz, sevgimiz, yeteneklerimiz. Sadece bunlarla hayat kurtarmak zorundaydık.”