Sözler kendiliğinden dökülüyordu ağzından. Ara sıra kendi söylediklerini duyup hayrete düşüyordu, sanki içinde bir yabancı vardı da o konuşuyordu. İçinde biriken, varlığından bile haberdar olmadığı şeylerdi bunlar, kabaran yüreğinden dışarı taşıyorlardı.