Evet, kılıç artığı; artık niye yaşadığını bile bilmeyen, yüzü ileriye değil, geriye, ölülerine dönük olan, yaşadıklarını kimseye anlatamayan, nasıl anlatılacağını bile bilmeyen, bundan çok utanan, kendisi yaşadığı için ölülerine karşı vicdan azabı içinde olan insan. Yaşayanlar arasında, yaşıyormuş gibi yapan, yaşayanlar gibi yiyip içen, giyinip kuşanan bir ruh. Onulmaz oranda yaralı, rüyalaı mda sürekli şaklayan kılıçların sesini işiten, sıcaklarda keskin sırtında güneşin parladığı, kış ve karlarda ucundan birbirine karışmış kar ve kan damlacıklarının aktığı kılıçlar gören, kılıç seslerinin egemen olduğu bir korku tünelinde yaşayan ve mekanı hüzün olan bir ruh. * * *