“Bay Jouvet, Tanrı’ya inanır mısınız?”
“Tabiî.”
“O zaman her şeye inanırsınız.”
“Ne demek istediğinizi anlamadım.”
“İşte bu yüzden bana da inanıyorsunuz. Anlamadığınız için.”
“Hâlâ neden söz ettiğinizi anlamıyorum.”
“Bakın, o kadar farklıyız ki, bir sabah başka bir gezegende uyansak ve oranın yerlileri bizi görse aynı türden olduğumuza bile inanmazlar. Siz insan olduğunuzu iddia ettikçe benim insan olmadığımı düşünürler. Ama inanın bana, öyle bir durumda size değil bana inanırlar. Çünkü hayatımı konuşarak ve ikna ederek kazanıyorum.”