Eğlenmek için sadece cumartesileri vardı,pazar günleri pazartesiye fazla yakın oldukları için çok sevilmiyordu, pazartesiler haftanın güneş sistemindeki dev kütle çekimli çökmüş yıldızlardı sanki.
Aynen öyle. Çocukken pazar günlerinden nefret ederdim ve ağır bir kasvet basardı. Pazartesi sabahın köründe tam da okula gitme saati gelmiş, uyanmaya çalışırken annem gömleğime fosur fosur ütü basıyor. Ütünün buharındaki iğrenç kireç kokusu burnuma geliyor. Dışarıdan ise vazır vuzur körüklü belediye otobüsünün kulak tırmalayıcı sesi geliyor. Zor zamanlardı hocam. Ne zaman okuldan kurtuldum o zaman özgürlüğümü ilan ettim. Bir sınıfta 90 kişilik sınıf mevcudu olur mu? Bir sırada en az 3 kişi otururduk. Akran zorbalığı da cabası. Eğitim yönünden hiç şansım olmadı.