ABD dış politikasına yön veren siyasal analistlere, ideologlara ve stratejistlere göre, Müslüman toplumlar seküler bir ülke olmak hedefini bir yana bırakmalıdır. Çünkü, Türkiye örneği dışarıda bırakılırsa, İslam dünyasında bu yöndeki bütün girişimler (modernleşme hamleleri) başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu yaklaşıma göre demokrasi ve laiklik gibi kurumlar Batı kültürünün ürünüdürler. Dolayısıyla, bunun yerine yumuşatılmış, radikalizm ve Batı düşmanlığından arandırılmış çok partili ve seçimli bir islami rejim anlayışının gelişmesini desteklemek gereklidir. Başka bir anlatımla ılımlı İslam anlayışını /yorumunu veri kabul eden partiler arasında yapılacak seçimlerle iktidarın belirlendiği rejimlerin kurul ması yeterlidir. Uygun model budur. Bu yaklaşıma göre İslam dünyasındaki görece tek başarılı modernleşme örneği olan Türkiye'nin model oluşturması, Müslüman ülkelerden uzaklaşması nedeniyle pek mümkün değildi. Bu nedenle Türkiye'nin "dindar Müslümanlar" tarafından yönetilmesi ve daha islami bir karakter kazanması gerekliydi.